ÜRÜN HABERLERİ

TÜBİTAK’tan Teknokentlere Yapay Zeka Desteği

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla TÜBİTAK Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı 2023 Sözleşme İmza Töreni, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi Marmara Teknokent'te (MARTEK) gerçekleşti. Törende ayrıca TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ve projeleri desteklenmeye hak kazanan katılımcılar yer aldı. Antalya Teknokent'ten İki Firma Çağrı kapsamında Akdeniz Üniversitesi'nin ortak kuruluş olduğu Antalya Teknokent firmalarından ERS Yazılım İnternet Turizm Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'nin Turizm Sektörü İçin Yapay Zeka Destekli Sürdürülebilir Ulaşım Ekosistemi adlı projesi, Talya Bilişim Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi'nin Otel Konaklama Ekosistemi İçin Yapay Zeka Tabanlı Karbon Ayak İzi Kaynak Takip, Anomali Tespit ve Önlem Öneri Platformu (TURCAMAP) adlı projesi desteklenmeye hak kazandı. TÜBİTAK Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı 2023 Sözleşme İmza Töreni'nde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan tarafından Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent firmalarının proje sözleşmeleri imzalandı. Yapay Zeka Alanında Çalışmalar  Antalya Teknokent çatısı altında başarılı çalışmalara imza atan çok sayıda firma olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Akdeniz Üniversitesi olarak, araştırma, geliştirme ve teknoloji merkezli çalışmalarımızın meyvelerini almak bizleri mutlu ediyor. Turizm ve otel konaklama sektörlerinde Antalya Teknokentimiz bünyesindeki Talya Bilişim ve ERS Yazılım şirketlerinin büyük teknoloji devlerinin arasında desteğe hak kazanması gururumuzu artırdı. Yürütücü ve danışman hocalarımızı ve proje ortağı firmalarımızı tebrik ediyorum” dedi. Geleceğin dünyasında sağlam bir yer edinmek için inovatif, yenilikçi, yapay zeka destekli daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirten Rektör Özkan, “Bu anlamda TÜBİTAK'ın bu desteği çok kıymetli. Üniversite olarak yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulama alanlarının artırılmasına yönelik çalışmalarımız devam edecek” şeklinde konuştu.  Kaynak:Basın Bülteni

Almanya'dan 20 Milyar Euroluk Çip Teşviki

Almanya’da Olaf Scholz hükümeti, ülkede teknoloji sektörünü desteklemek ve artan jeopolitik gerilimle birlikte kritik bileşenlerin tedarikini güvence altına almak amacıyla yarı iletken üretimini desteklemek için 20 milyar dolar teşvik sağlamayı planlıyor. Bloomberg'in haberine göre söz konusu kaynak İklim ve Dönüşüm Fonu’ndan çekilecek ve 2027 yılına dek Alman ve uluslararası şirketlere dağıtılacak. KTF olarak bilinen bütçe dışı fon başlangıçta ekonominin karbondan arındırılmasına yatırım yapılması için kurulmuştu ancak Almanya’nın planlı kamu harcamalarını dizginleme çabaları sonrası fonun kapsamı genişletildi. Bloomberg kaynaklarına göre büyüklüğü 180 milyar doları bulabilecek bir fonun dağıtılmasıyla ilgili hükümet görüşmelerini sürdürüyor ve bu planın önümüzdeki haftalarda açıklanması bekleniyor. Scholz hükümeti yeni bir Intel Corp. tesisi için halihazırda 10 milyar euroluk teşviki onayladı ve aralarında Alman Infineon Technologies ve TSMC’nin de olduğu şirketlere yaklaşık 7 milyar euro daha sübvansiyon sağlamak için gerekli süreçleri yürütüyor. Hâlâ 3 milyar euroluk kaynak mevcut Çip teşvik planı şu anki haliyle ek projeler için en az 3 milyar euroluk kaynağın mevcut olduğu anlamına gelirken bu durumun Almanya’da faaliyet gösteren diğer şirketlere fayda sağlayabileceği değerlendiriliyor. Bu şirketler arasında Dresden şehrinde ciddi bir varlığı bulunan GlobalFoundries ve şehirde bir çip üretim tesisi bulunana Alman tedarikçi Robert Bosch da var. Agresif teşvik planı pandemiden kaynaklanan kesintiler ve Ukrayna’daki savaşın alevlendirdiği gerilimlerin ardından Avrupa ekonomisinin Asya’dan gelen tedariklere bağımlı olduğunun daha belirgin şekilde fark edildiği bir dönemde geldi. Alman hükümeti bu ayın başlarında Çin stratejisinde yarı iletkenler gibi geleceğin teknolojilerini çekerek ve çeşitlendirerek bağımlılıklarını azaltmaya çalışacağını açıklamıştı. Almanya da bugüne dek açıklanan teşvik ve yatırımlar şu şekilde; Şirket Proje Teşvik miktarı Toplam Yatırım Intel Wafer fabrikası 5 milyar euroya kadar 30 milyar euro TSMC Çip fabrikası 5 milyar euroya kadar 10 milyar euro Infineon Yarı iletken fabrikası 1 milyar euroya kadar 5 milyar euro ZF/Wolfspeed Silikon karbür çip tesisi 750 milyon euro 3 milyar euro Almanya’nın otomobil üreticileri ve diğer imalatçıları, pandeminin zirvesinde çip tedarikini güvence altına almakta zorlanmış ve bu durum yerel yarı iletken üretiminin artırılması konusunda harekete geçilmesini tetiklemişti. Fonların büyük kısmı Avrupalı olmayan şirketlere gidecek ABD ile Çin arasında yaşanan ticari çekişmeler, denizaşırı tedarik zincirlerine fazla güvenmenin risklerini de vurguladı. Öte yandan sağlanacak fonların büyük kısmı Avrupalı olmayan şirketlere gidecek. ABD’li çip üreticisi Intel Doğu Almanya’da yer alan Magdeburg üretim tesisi için planlanan 10 milyar euroluk teşvik ile fonun yarısını güvence altına alırken bu miktar tesise yapılan toplam yatırımın üçte birine karşılık geliyor. Kaynaklar, Scholz hükümetinin dünyanın en büyük çip üreticisi olan TSMC ile Doğu Almanya’da bir tesise yatırım yapılması konusunda müzakerelerin son aşamasında olduğunu ve toplam yatırımın yarısına karşılık gelen 5 milyar euroluk kaynağın halihazırda bütçelendirildiğini belirtti. İktidar, Dresden’de yeni bir yarı iletken fabrikasına yapılan yatırımın yaklaşık yüzde 20’si olan Infineon için yaklaşık 1 milyar euro ayırırken Alman otomotiv tedarikçisi ZF Friedrichshafen AG ve ABD'li çip üreticisi Wolfspeed’in Saarland eyaletinde silikon karbür çiplerinin üretimi için fabrika kurmak üzere yatırım maliyetinin yaklaşık yüzde 25’ine karşılık gelen 750 milyon euro alacak. Diğer önemli teknolojiler için başka fonlar planlanıyor Kaynaklar, Avrupa Birliği'nin bloğun yeşil ve dijital geçişinin yanı sıra IPCEI projeleri olarak bilinen diğer önemli teknolojilere yatırım yapma programı kapsamında başka fonların planlandığını söyledi. ABD'nin Çip ve Bilim Yasası ile sağladığı 50 milyar dolara yaklaşamasa da, Almanya'nın sübvansiyon paketi, diğer büyük hükümetlerin yerel çip üretimlerini artırmak için vaat ettiklerinden hala daha yüksek. Japonya 14 milyar dolardan fazla taahhüt vermeye hazırlanırken, Hindistan yatırım çekmek için 10 milyar dolar teklif ediyor. Kaynak:AA

Yapay Zeka Kullanılarak Yeni Bir Antibiyotik Keşfedildi

Antibiyotiklerin etkisiz hale gelmeye başlamasıyla birlikte yeni ilaçlara olan ihtiyaç artıyor. Araştırmacılar, yapay zekanın ilaç keşfinde büyük bir hızlanma sağlayabileceğini belirtiyor. Yapay zekanın eğitimi için bilim insanları, kimyasal yapısı kesin olarak bilinen binlerce ilacı Acinetobacter baumannii üzerinde test ettiler. Bu veriler yapay zekanın beslenerek, sorunlu bakteriyi hedefleyebilecek ilaçların kimyasal özelliklerini öğrenmesi sağladı. Yapay zeka daha sonra etkinlikleri bilinmeyen 6.680 bileşiği ele aldı ve sadece bir buçuk saatte bir liste oluşturdu. Bu liste arasından seçilen 240 bileşik laboratuvar testlerine tabi tutuldu ve dokuz potansiyel antibiyotik belirlendi. Bunlardan biri olan abaucin, farelerde enfekte yaraları tedavi edebildiği ve hastalardan alınan A. baumannii örneklerini öldürebildiği gösterildi. Antibiyotiklerin reçete edilebilmesi 2030 senesine kadar sürebilir Ancak, Abaucin’in geliştirilmesi için daha fazla çalışma gerekiyor. Laboratuvar testlerinin ardından klinik deneyler yapılacak ve ilacın etkinliği ve güvenliği değerlendirilecek. Araştırmacılar, yapay zeka destekli antibiyotiklerin reçete edilebilir hale gelmesinin 2030 yılına kadar sürebileceğini tahmin ediyor.Bu keşif, antibiyotik direnci gösteren süper bakterilerle mücadelede yapay zekanın önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Abaucin’in diğer bakterilere etki etmemesi durumunda direnç gelişimini zorlaştırabileceğini ve yan etkilerin azaltabileceği düşünülüyor. Ayrıca, yapay zekanın milyonlarca potansiyel bileşiği tarayabilme yeteneği, manuel olarak yapılması imkansız olan bir işlemi hızlandırabilir. Bu çalışma, bilim ve tıpta yapay zekânın devrim niteliğinde bir güç olduğunu gösteren son örnekler olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, yapay zeka destekli antibiyotik keşfinin prensiplerini daha önce Koli Basili (Escherichia coli) üzerinde test etmişlerdi, ancak şimdi bu bilgileri daha büyük tehditlere odaklanmak için kullandılar. Kaynak:AA

Manyetik Pompa Teknolojisi: Endüstride Devrim Yaratıyor

Manyetik pompa, sıvıların taşınması ve pompalanması için manyetik alanların kullanıldığı bir pompa türüdür. Geleneksel pompalarda kullanılan mekanik mühendislik prensiplerine göre çalışmaz. Bu pompalar, güçlü mıknatıslar ve manyetik alanlar aracılığıyla sıvının hareketini kontrol eder. Manyetik pompaların en önemli özelliği, sızdırmazlık için geleneksel conta ve salmastralara ihtiyaç duymamasıdır. Bu durum, sızıntı riskini ortadan kaldırır ve sıvıların istenmeyen bölgelere yayılmasını engeller. Manyetik pompaların tasarımında yer alan manyetik kuplajlar, iç ve dış taraftaki mıknatıslar arasında bir bağlantı sağlar. Bu sayede, pompa içerisindeki sıvı dışarıya pompalanırken, dışarıdan herhangi bir sızıntı meydana gelmez. Manyetik pompalar, endüstriyel uygulamalarda yaygın olarak kullanılır. Kimyasal, petrokimya, ilaç, gıda ve içecek, enerji ve su arıtma gibi birçok sektörde tercih edilen bir pompa çözümüdür. Bu pompaların avantajları arasında yüksek verimlilik, düşük bakım gereksinimi, uzun ömür, düşük enerji tüketimi ve çevre dostu olması bulunmaktadır. Bu özellikler, manyetik pompaların endüstriyel süreçlerde güvenilir ve etkili bir şekilde kullanılmasını sağlar. Manyetik Pompa Nerelerde Kullanılır? Manyetik pompalar, çeşitli endüstriyel sektörlerde geniş bir kullanım alanına sahiptir. En yaygın kullanıldığı bazı sektörler şunlardır: Kimya Endüstrisi: Kimyasal üretim tesislerinde, asitler, bazlar, solventler ve diğer kimyasal maddelerin taşınması için tercih edilir. Bu pompalar, kimyasal reaktörlerdeki akışkanları kontrol etmek için ideal bir çözümdür. Petrokimya Endüstrisi: Petrol rafinerileri, gaz işleme tesisleri ve petrokimya tesislerinde kullanılır. Ham petrol, petrokimyasal ürünler, gazlar ve diğer yanıcı veya tehlikeli maddelerin güvenli bir şekilde taşınması için idealdir. İlaç Endüstrisi: İlaç üretimi, enjeksiyonluk sıvıların taşınması ve farmasötik üretim süreçlerinde manyetik pompaların kullanımıyla sağlanır. Sterilite ve hassasiyet gerektiren uygulamalarda tercih edilen bir pompa çözümüdür. Gıda ve İçecek Endüstrisi: Manyetik pompalar, içecek üretimi, süt ve süt ürünleri, şeker çözeltileri, meyve suyu ve bira gibi gıda ve içecek işleme tesislerinde kullanılır. Bu sektörde hijyen, temizlik ve gıda güvenliği önemli olduğundan, manyetik pompalar tercih edilen bir seçenektir. Su Arıtma Endüstrisi: Manyetik pompalar, içme suyu arıtma tesislerinde, atık su işleme sistemlerinde ve su pompalama uygulamalarında kullanılır. Temiz su temini, filtrasyon ve suyun doğru şekilde yönlendirilmesi için etkili bir pompa çözümüdür. Manyetik pompalar, diğer endüstriyel sektörlerde de kullanılmaktadır. Bunlar arasında enerji, kağıt ve selüloz, otomotiv, denizcilik, güç üretimi ve madencilik gibi sektörler yer almaktadır. Manyetik Pompa Nasıl Çalışır? Manyetik pompalar, manyetik alanların gücünü kullanarak sıvıların taşınmasını ve pompalanmasını sağlar. Çalışma prensibi şu şekildedir: Manyetik kuplaj: Manyetik pompaların temel bileşeni, iç tarafta bulunan rotor ve dış tarafta bulunan stator olmak üzere iki parçadan oluşan manyetik kuplajdır. Rotor, mıknatıslarla donatılmış bir şaftı içerirken, stator, dış tarafta bulunan bir dizi mıknatıstan oluşur. Manyetik alanın etkisi: Manyetik pompada, dış taraftaki stator mıknatıslarının manyetik alanı, içerideki rotor mıknatıslarını etkiler. Manyetik alan, iki mıknatıs arasında bir bağlantı oluşturarak dönme hareketini aktarır. Sıvının taşınması: Manyetik kuplaj, rotorun dönmesiyle birlikte içerideki sıvının hareket etmesini sağlar. Rotorun dönmesi, manyetik alanın etkisiyle sıvıyı hareket ettirir ve pompanın içinden geçirir. Sızdırmazlık: Manyetik pompalar, sızdırmazlık için mekanik conta veya salmastra kullanmak yerine manyetik kuplajı kullanır. Bu sayede sızıntı riski en aza indirilir ve pompanın güvenliği artar. Manyetik pompaların çalışma prensibi, manyetik alanların etkileşimiyle sıvı taşıma işlemini gerçekleştirir. Bu tasarım, sızdırmazlık problemlerini ortadan kaldırır, daha güvenilir bir pompa çözümü sunar ve sıvıların doğru ve verimli bir şekilde taşınmasını sağlar. Manyetik Pompa Diğer Pompalardan Hangi Özellikleriyle Ayrılır? Manyetik pompalar, diğer pompalardan bazı önemli özellikleriyle ayrılır. Farkları şu şekilde açıklanabilir: Sızdırmazlık: Manyetik pompalar, mekanik conta veya salmastra kullanmak yerine manyetik kuplajı kullanır. Bu sayede sızıntı riski ortadan kalkar. Manyetik kuplaj, iç ve dış taraftaki mıknatıslar arasında bir bağlantı sağlar ve sıvının pompalanmasını mümkün kılar. Güvenilirlik: Manyetik pompalar, sızdırmazlık parçalarının olmaması nedeniyle daha güvenilirdir. Sızıntı olasılığı en aza indirilir ve bu da operasyonel güvenlik ve işletme güvenilirliğini artırır. Ayrıca manyetik pompalar, kontaminasyon riskini azaltır ve temizlik gereksinimlerini minimize eder. Bakım Kolaylığı: Manyetik pompalar, mekanik contaların ve salmastraların bakımını gerektirmez. Bu, bakım sürelerini ve maliyetlerini azaltır. Manyetik pompalar, temizlenmesi ve bakımı kolay olan bir tasarıma sahiptir. Verimlilik: Manyetik pompalar, verimli bir şekilde çalışır ve enerji tasarrufu sağlar. Sıvı akışı daha düzgün ve etkili bir şekilde gerçekleşir, dolayısıyla enerji kaybı en aza indirilir. Bu da işletme maliyetlerini azaltır ve enerji verimliliğini artırır. Çevre Dostu: Manyetik pompalar, sızıntı olasılığının düşük olması ve enerji tasarrufu sağlaması nedeniyle çevre dostudur. Kimyasal sızıntı riski azalır ve enerji tüketimi azalırken çevresel etkiler minimize edilir. Manyetik pompaların bu özellikleri, endüstriyel uygulamalarda tercih edilmesini sağlar. Güvenilirlik, verimlilik, sızdırmazlık ve bakım kolaylığı gibi avantajlarıyla manyetik pompalar, birçok sektörde yaygın olarak kullanılan bir pompa çözümüdür. Kaynak: AA

Bant Konveyörleri Hangi Sektörlerde Kullanılır

Bant konveyörleri, bir ürünün bir noktadan diğerine taşınmasını sağlayan mekanik bir taşıma sistemi olarak tanımlanabilir. Bant konveyörleri genellikle endüstriyel tesislerde, havaalanlarında, limanlarda, depolama alanlarında ve daha birçok alanda kullanılmaktadır. Bir bant konveyörü, birçok farklı bileşenden oluşur. En temel bileşenleri arasında bir bant, motor, tahrik mekanizması, rulmanlar, kasnaklar ve destek yapıları yer alır. Bant, ürünlerin taşınmasını sağlayan en önemli bileşendir. Bant, dayanıklı bir malzemeden yapılmış ve birçok farklı boyutta ve tasarımda mevcuttur.Bant konveyörleri, sabit hızda veya değişken hızlarda çalışabilir. Motor, bandı hareket ettirir ve tahrik mekanizması, motor gücünü rulmanlar ve kasnaklar aracılığıyla banda ileterek hareket etmesini sağlar. Rulmanlar, bandın hareketini desteklemek için kullanılır ve kasnaklar, bandın hareket yönünü değiştirmek veya hızını ayarlamak için kullanılır. Kısaca bant konveyörleri, ürünlerin bir noktadan diğerine taşınmasını sağlamak için kullanılan mekanik bir taşıma sistemi olarak tanımlanabilir. Bu taşıma sistemleri; endüstriyel üretim tesisleri, depolama alanları, havaalanları, limanlar ve daha birçok sektörde kullanılmaktadır.  Bant konveyörlerinin kullanıldığı bazı sektörler şu şekildedir: Gıda Endüstrisi: Gıda endüstrisi, bant konveyörleri kullanımı için uygun endüstrilerden biridir. Gıda endüstrisi, hijyenik gereksinimleri karşılaması ve ürünlerin güvenli bir şekilde taşınması için özel tasarlanmış bant konveyörleri kullanır. Gıda endüstrisi için tasarlanmış bant konveyörleri, sıkı hijyen gereksinimlerini karşılamak için paslanmaz çelik gibi kolay temizlenebilir malzemelerden yapılmıştır. Bantlar, gıda ürünlerinin taşınması sırasında hijyenik olması için özel olarak tasarlanmıştır. Bant konveyörleri, gıda ürünlerinin hijyenik koşullarda taşınması ve işlenmesi için gereklidir. Otomotiv Endüstrisi: Otomotiv endüstrisi, bant konveyörleri kullanımı için yaygın sektörlerden biridir. Otomotiv endüstrisi, hızlı ve verimli üretim için bant konveyörlerinin kullanılmasına büyük önem verir. Otomotiv endüstrisinde bant konveyörleri, parçaların taşınması, işlenmesi, montajı ve paketlenmesi için kullanılır. Bant konveyörleri, otomotiv endüstrisinde üretim sürecinin her aşamasında kullanılır. Malzeme taşıma, boya ve kaplama işlemleri, montaj işlemleri, test işlemleri ve paketleme işlemleri gibi birçok farklı işlem için bant konveyörleri kullanılır.Lojistik:Bant konveyörleri, lojistik sektöründe yaygın olarak kullanılan malzeme taşıma sistemlerinden biridir. Lojistik sektörü; malzeme taşıma, depolama ve dağıtım işlemlerinde bant konveyörleri kullanarak ürünlerin hızlı, güvenli ve verimli bir şekilde taşınmasını sağlar. Bant konveyörleri, lojistik sektöründe birçok farklı alanda kullanılır. Depolama tesislerinde, bant konveyörleri, ürünlerin depolanması ve stoklama işlemleri için kullanılır. Bant konveyörleri, ürünlerin raf sistemlerine yerleştirilmesinde ve çıkarılmasında da kullanılır.İlaç Endüstrisi:İlaç endüstrisi, üretim sürecinde çok hassas ve titiz bir çalışma gerektirir. Bu nedenle, ilaç endüstrisi için malzeme taşıma sistemleri de büyük önem taşır. Bant konveyörleri, ilaç endüstrisinde de yaygın olarak kullanılan malzeme taşıma sistemlerinden biridir. Bant konveyörleri, ilaç endüstrisinde, ham maddelerin taşınması, karıştırılması, paketlenmesi ve etiketlenmesi gibi birçok farklı işlemde kullanılır. Bu işlemler sırasında ürünlerin hijyenik ve steril koşullarda taşınması ve işlenmesi gerektiğinden bant konveyörleri özellikle ilaç endüstrisindeki üretim tesislerinde yaygın olarak kullanılır. Tekstil Endüstrisi: Tekstil endüstrisinde bant konveyörleri, tekstil üretiminde malzemelerin hareketini kolaylaştırmak ve üretim süreçlerini hızlandırmak için kullanılan önemli bir ekipmandır. Bant konveyörleri; kumaş, iplik, elyaf ve diğer malzemelerin fabrika içinde taşınması ve işlenmesi için kullanılır. Tekstil endüstrisinde bant konveyörleri birçok farklı amaç için kullanılır. Örneğin; kumaş üretiminde, bant konveyörleri kumaşın kesilmesi, boyanması, kurutulması ve paketlenmesi için kullanılır. İplik üretiminde ise, bant konveyörleri iplik bobinlerinin taşınması ve işlenmesi için yaygın olarak kullanılır.  Kaynak: AA

Google Cloud'dan Hassas Tıp Alanları İçin Yapay Zeka Destekli Çözümler

Google Cloud, ilaç keşfi ve hassas tıp alanında yapay zeka destekli çözümlerini piyasaya sürdüğünü açıkladı. Yeni bir ilaç keşfetmek, uzun, pahalı ve kompleks bir süreç. Binlerce bileşik için yapılan testleri daha verimli hale getirmek için yapay zeka teknolojilerinden yararlanılıyor. Deloitte raporuna göre, ilaç şirketleri, tek bir ilacı piyasaya sürmek için 2 milyar dolara kadar yatırım yapıyor. Klinik deneylere giren ilaçların yüzde 90'ından fazlası, o ilaçların işe yaramadığını gösteriyor. İlaç keşfi alanında çalışan Target and Lead Identification Suite adlı bir araç, ilaç geliştirme için en önemli yapı taşı olan proteinlerin yapısını analiz ediyor. İlaç geliştirmede vücudun işleyişi için önemli olan proteinlerin şeklini bilmek önem taşıyor.  Yapay zeka aracı, bilim insanlarının, kullanıcıların kuruluşlar arasında güvenli bir şekilde veri alışverişi yapmasına olanak tanıyan platform olan Google Cloud'un Analytics Hub'ı ile çalışıyor. Araştırmalardaki verilerin alınmasını, paylaşılmasını ve yönetilmesine olanak sağlıyor. Araştırmacılar, makine öğrenimi modeli AlphaFold2'nin yardımıyla protein yapısını tahmin etmek için bu verileri kullanıyor. AlphaFold2, bir proteinin üç boyutlu yapısını tahmin edebiliyor. Bu tahmin, araştırmacıların bir proteinin hastalıktaki işlevini anlamalarına yardımcı oluyor. Bu, yeni ilaç keşfinde oldukça kritik bir nokta.  Google'ın ana şirketi Alphabet bu alanda 2021 yılında çalışmaya başladı. Şirket, ilaç keşfi için yapay zeka teknolojisini kullanacağı açıkladı. Alphabet yeni şirketiyle yapay zeka alanında çalışan DeepMind'in protein katlama teknolojisini geliştireceği söyledi. Isomorphic Laboratories çatısı altında yürütüleceği belirtti. Genom verisi depolama Google Cloud'un ikinci çözümü ise genom veri depolama, analiz ve paylaşımı üzerine çalışan Multiomics Suit. Genom, bir organizmanın genetik bilgisini taşıyan genlerin tamamı olarak tanımlanıyor. Her genom o organizmayı yeniden oluşturmaya yarayan bilgiyi taşıyor. İnsanlarda 3 milyar DNA parçası (baz çifti) bulunuyor. Bir taraftan genom teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmelerin sağlık uygulamalarıyla birleşmesi, gelecek için ümit veren bir alan. Çünkü başta kanser olmak üzere tedavi ile ilaç geliştirme süreçlerini baştan aşağı değiştiriyor. Ulusal İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü'ne göre, tek bir insan genom dizisi 200 gigabayttan fazla depolama alanı gerektiriyor. Araştırmacılar, 2025 yılına kadar dünyanın genomik verileri depolamak için 40 eksabayta ihtiyaç duyacağına inanıyor. Bu noktada bu Multiomics Suit ön plana çıkıyor.Binlerce yıl önce nesli tükenen mamut türünü Kuzey Kutbu tundrasına 2028'e kadar geri getirmeyi planlayan biyobilim şirketi Colossal, bu teknolojiyi denemeye başladığını açıkladı. Bundan önce şirketin veri yönetiminin büyük bölümünün e-tablolar aracılığıyla manuel olarak yapıldığı söylendi. Analistler, Google'ın duyurduğu yapay zeka alanındaki yeni gelişmelerin birkaç yıl içinde trilyon dolarlık piaysa değerine sahip olacağı görüşünde. Bu oldukça haklı bir iddia. Çünkü geçen hafta Google'ın ana şirketi Alphabet'in hisseleri, geliştirici konferansı Google I/O 2023'te tanıtılan birkaç yapay zeka araçlarının ardından yüzde 4,3 arttı. Google, her anlamda bu yarışın önemli aktörlerinden bir olduğunu bir kez daha kanıtladı.  Kaynak:AA

İnsan ve Klinik Genetik Derneği Genetik Tanı ile Değerlendirme Merkezi İçin Yasa Talep Ediyor

Kıbrıs Türk İnsan ve Klinik Genetik Derneği tarafından “25 Nisan Uluslararası DNA Günü” dolayısıyla yapılan açıklamada, ülkede genetik tanı ve değerlendirme merkezi kurulabilmesi için yasa hazırlanması talep edildi. Dernek Başkanı Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören imzalı açıklamada, ülkedeki mevcut Laboratuvar Yasası’nın özellikle İnsan Genom Projesi’nin tamamlanmasıyla hızla gelişen genetik bilim ve teknoloji karşısında yetersiz kaldığı ifade edildi. Ülkede genetik tanı ve değerlendirme merkezi oluşturulması için güncel bir yasaya ihtiyaç olduğunun ifade edildiği ve buna öncelik verilmesinin talep edildiği açıklamada, Kıbrıs Türk İnsan ve Klinik Genetik Derneği’nin Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içinde çalışmaya hazır olduğu belirtildi. Kaynak: Basın Bülteni

Havayı Temizleyen Mucize

LG PuriCare 360, düzenli filtre temizliği ile, sağladığı temiz havanın kalitesini sürekli hale getiriyor.LG'den tüketiciler bulundukları ortamın havasını iyileştirmek, temiz ve ferah havaya kavuşabilmek için çözümler arıyor. LG'nin hava temizleme cihazı PuriCare 360 girerek bulunduğu ortama temiz ve taze hava sağlıyor. Her teknolojik cihaz gibi, LG PuriCare 360'ında performansını sürdürebilmesi ve her zaman temiz hava kaynağı olabilmesi için düzenli bakımlarının yapılması gerekiyor.360 derece dönerek nerede konumlandığı fark etmeksizin, bulunduğu alandaki tüm havayı temizleyen LG PuriCare 360'ın filtresinin kullanım sıklığına göre değişmekle birlikte ortalama ayda bir kez temizlenmesi gerekiyor. Etkili bir temizlik için ise basit birkaç adımı takip etmek yeterli oluyor.360 derece dönme özelliğine, temiz havayı 7,5 metre ileri taşıyan ve 100 metrekarelik alanı dakikalar içerisinde arındıran LG PuriCare 360 sahipleri, cihazlarını tek başlarına kolayca temizleyebiliyor. Etkili bir filtre temizliği yapmak isteyen kullanıcıların hava temizleyicinin gövde kapağını açarak filtreyi çıkartması ve filtre gövdesine takılı yıkanabilir ön filtreyi çıkartarak yıkaması gerekiyor. Ardından, filtre gövdesini kıl başlıklı elektrikli süpürge ucu gibi yumuşak bir aparatla temizlemek ve yıkanan filtrenin tamamen kuruduğuna emin olarak yerine yerleştirmeleri gerekiyor. Dileyen kullanıcılar ThinQ uygulaması üzerinden filtrenin kalan ömrünü de kontrol ederek gerekli durumlarda yenisiyle değiştirebiliyor.True HEPA filtre sistemine sahip olan LG PuriCare 360, çok ince toz ve alerjenlerin de dahil olduğu 0,3 mikrona kadar olan partiküllerin yüzde 99,97'sini yakalayabiliyor. Ayrıca, kötü koku ve zararlı gazları da yok eden LG Puricare 360 ile ev içerisindeki yemek, parfüm, temizlik nedeniyle kullanılan kimyasal maddelerin kokusu da dakikalar içerisinde ortadan kalkıyor. LG PuriCare'in bakımına özen göstermek ve temiz havanın devamlılığını sağlamak için filtre değişim zamanlarını kaçırmamak gerekiyor. Kaynak:AA

Genetik Toksikoloji Test Pazarı Uygulaması

Küresel Genetik Toksikoloji Test Pazarı araştırma raporu, uluslararası ticaret için küresel bir bakış açısı kazanmayı mümkün kılar. Rapor, temel endüstri eğilimleri, pazar büyüklüğü ve pazar payının analizini ve tartışmasını öngörüyor. Bu pazar raporu, endüstrinin başlıca pazar yönlendiricilerini, kısıtlamalarını, zorluklarını ve fırsatlarını umut verici trendlerle birlikte analiz eder. Bir rapor ayrıca, endüstrinin geçmişini, bugününü ve gelecekteki durumunu dikkate alarak, ana üreticiler, trendler, fırsatlar, pazarlama stratejileri, pazar etki faktörleri ve ana bölgeler, türler ve dünya genelindeki uygulamalara göre tüketici ihtiyaçlarının bir analizini de sağlar. Sürücüler ve Kısıtlamalar Sağlık sektörü, kozmetik endüstrisi, gıda endüstrisi ve diğerleri gibi çeşitli son kullanım endüstrilerinde artan genetik toksikoloji testi uygulaması pazarın büyümesini sağlıyor. Gıda işleme endüstrisindeki büyümenin ve kozmetik talebinin pazarı yönlendirmesi bekleniyor. Ar-Ge faaliyetlerinin amacı, preklinik aşamalarda bileşiklerin kabulünü artırarak Faz I ilaç adaylarının genel onay şansını arttırmaktır.        Anahtar Oyuncular: Thermo Fisher Scientific, Inc. Charles River Laboratories International, Inc. Laboratory Corp of America Holdings Eurofins Scientific Merck KGaA Gentronik Limited Jubilant Life Sciences Toxikon Corporation Sotera Health LLC MB Research Laboratories Shanghai Medicilon Inc Bu rapor, şirkete genel bakış, finansal genel bakış, ürün portföyü, iş stratejileri ve son gelişmeler gibi çeşitli özelliklere dayalı olarak küresel Genetik Toksikoloji Test Pazarı Size’deki kilit oyuncuların profilini çıkarır. Bu Çalışmanın Amacı: Türe, uygulamaya, son kullanıcıya ve bölgeye göre küresel pazarın derinlemesine bir analizini sağlayın Sektöre özgü kısıtlamaların yanı sıra sürücüler, fırsatlar, kısıtlamalar gibi pazar büyümesini etkileyen faktörler hakkında kapsamlı ayrıntılar sağlayın Genel pazar ve mikro pazarları analiz etme ve tahmin etme Yeni ürün lansmanları, genişlemeler ve birleşmeler gibi rekabet ortamlarını analiz edin ve değerlendirin        Genetik Toksikoloji Test Pazarı Bölgesel Analizi: Fortune Business Insights analizi, Kuzey Amerika bölgesinin 2023’te Genetik Toksikoloji Test Pazarı için küresel pazarda en üst sırada yer aldığını gösteriyor. Ek olarak, testlerle ilgili yüksek farkındalık düzeyi ve bölge genelinde tıbbi taramanın yüksek oranda benimsenmesi gibi faktörler de tahmin ediliyor. önümüzdeki yıllarda bölge genelinde Genetik Toksikoloji Test Pazarı talebini artırmak için. Ek olarak, büyük pazar oyuncularının varlığı ve bunların ürün lansmanları, satın almalar ve birleşmeler yoluyla katkıları da pazarın büyümesini sağlar. Raporda Genetik Toksikoloji Test Pazarı Size raporunun coğrafi kapsamı Kuzey Amerika, Latin Amerika, Asya Pasifik, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika gibi bölgelere ayrılmıştır. Bu rapor, Genetik Toksikoloji Test Pazarı Size’ın kilit ülkelerdeki yayılımına yakından bakıyor. Analiz süresi boyunca her bölgenin farklı bir oranda büyüyeceği tahmin edilmektedir. Genetik Toksikoloji Test Pazarı Size, her arazi için pazar payı, yapı hacmi ve ödüller açısından tahmin dönemi boyunca incelenir. Ayrıca rapor, bölgesel pazarı tüketim ve değer, kar marjları ve değer eğilimleri açısından sunarak paydaşların bilinçli ve hızlı kararlar almasına yardımcı olur. Kuzey Amerika ABD, Kanada, Meksika Avrupa Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya, Türkiye, vb. Asya Pasifik Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Avustralya, Endonezya, Tayland, Filipinler, Malezya, Vietnam vb. Güney Amerika Brezilya, Arjantin, Kolombiya vb. Orta Doğu ve Afrika Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Nijerya, Güney Afrika Rekabet Ortamı: Kapsamlı bir şirket profili, üretim grafikleri, ürün teklifleri ve her şirket tarafından açıklanan gelirle ilgili verilerle birlikte rapora dahil edilir. Buna ek olarak, tahmin dönemi boyunca her üreticinin sahip olduğu pazar payını, sonraki fiyat hareketlerini ve her üreticinin kaydettiği brüt kârı ana hatlarıyla belirtir.   Kaynak: Basın Bülteni

Merkezi Araştırma Laboratuvarı, Türkak Akreditasyon Alanını Genişletti

MERLAB, TÜRKAK tarafından akredite olarak 19 Ağustos 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen gözetim ve kapsam genişletme denetimini başarıyla tamamlayan Kastamonu Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı (MERLAB) Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2025 yılına kadar geçerli yeni akreditasyon sertifikasını aldı. Kastamonu Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı (MERLAB) Uygulama ve Araştırma Merkezi, en son 2021 yılında aldığı, "TS EN ISO/IEC 17025 Deney ve Kalibrasyon Laboratuvarlarının Yeterliliği Genel Şartlar" standardına göre akredite olduğu 2 akredite analiz parametresine, pH Tayini, Serbest Asitlik Tayini, Diastaz Sayısı Tayini, Elektriksel İletkenlik Tayini, Nem Tayini, Prolin Tayini ve Maltoz Tayini metotlarında kapsam genişletme çalışmaları doğrultusunda akredite analiz parametresini 9'a çıkardı. Gerçekleşen akreditasyon çalışması ile Türk Gıda Kodeksinin Bal tebliğinde belirtilen kriterlerin çoğunluğu MERLAB'da analiz edilebilecek. Balın gerçekliğinin ve kalitesini belirleyen kriterlerle balın tazeliğini belirleme, balın olgunlaşma derecesini, bala uygulanan ısıl işlem ve depolama koşulları belgelenecek. Ayrıca balın içeriklerinin analizi ile balın antioksidan aktivitesini, balın elde edildiği bitki kaynağı ve içerdiği kül miktarını ve balın uygun zamanda hasat edilip edilmediğini gösteren parametreler incelenecek. Merkezi Araştırma Laboratuvarı'nın aldığı akreditasyon ile bölgede bal kalitesi üzerine yapılan çalışmalarda doğru ve güvenilir testler ile bölgede üretilen balların kalite sınıflandırılmasında etkin sonuçlar alınması bekleniyor. Yapılan analizler ile de bal tağşişi ve gıda sahteciliğinin önlenmesi amaçlanıyor. Ayrıca, laboratuvarımızdan elde edilen veriler ile bal üzerinde etkili akademik çalışmalar yapılması hedefleniyor. Kaynakça:İHA

SAN - Antimikrobiyal Ürün Serisi: Yeni Teknopolimer Bileşenler

Özel teknopolimer bileşenler, ürün yüzeyindeki mikrop, bakteri ve mantarların çoğalmasını engelleyerek üremesini engeller. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Hayvan Sağlığı ve FAO tarafından desteklenen 12-18 Kasım 2019 Dünya Antibiyotik Farkındalık haftasında, antibiyotiklerin önemi ve toplum ve sağlık profesyonelleri tarafından doğru kullanımının önemi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 11. Avrupa Antibiyotik Günü kutlandı. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre antimikrobiyal direnç, fenomenin epidemiyolojik ve ekonomik etkisi nedeniyle bugün halk sağlığına yönelik en büyük tehditlerden birini temsil ediyor. Özellikle Clostridium difficile, Pseudomonas aeruginosa, metisiline dirençli Staphylococcus, vankomisine dirençli Hetococci, Acinetobacter baumannii, Escherichia Coli ve Klebsiella pneumoniae gibi bakıma bağlı enfeksiyonlardan ve toplumsal enfeksiyonlarından sorumlu bazı ana bakteriler için çok yüksek direnç oranları bulunuyor. Elesa+Ganter kısa süre önce SAN ürün serisini dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin karşı karşıya olduğu büyük önem taşıyan bir sorunun üstesinden gelmek amacıyla teknopolimer malzemeli yeni bileşenlerle genişletti. SAN ürünleri teknopolimer RAL 7021 gri-siyah veya RAL 9016 beyaz renklerde mevcuttur. Lazerle kazınmış logo, mat yüzeyde açıkça görülür. İnorganik bir baz üzerinde gümüş iyonu katkılı özel teknopolimer (aktif farmasötik bileşenler, antibiyotikler veya pestisitler olmadan), mikrop, bakteri ve mantar gibi sağlıksız organizmaların hücre yüzeyine nüfuz ederek DNA'larına saldırarak çoğalmasını önler. Bu bileşenler medikal, hastane, rehabilitasyon ve engelli destek ekipmanları, ilaç endüstrisi için makineler, şehir mobilyaları ve halka açık ekipmanlar için idealdir. Laboratuvar testleri, bakterilerin% 98,9'unun 24 saat içinde yok edildiğini göstermektedir (ISO 22196: 2001).Zamanla artan antimikrobiyal özelliklerin değişmezliği, birçok yıkama döngüsünden sonra bile, gümüş iyonlarının kontrollü mekanizmasının zaman içinde salınımı ile mümkün olmaktadır.                               Geleneksel sanitasyon prosedürlerinin titizlikle uygulanmasına rağmen, özellikle enfeksiyon kapmanın daha kolay olduğu halka açık yerlerde, hastanelerde ve uzun süreli bakım tesislerinde, mikrobiyal kontaminasyonun %5-30'u yüzeylerde veya nesnelerde devam edebilir. Bu nedenle, bu tür ortamlarda bu enfeksiyonlara yakalanma olasılığını azaltmak için önleyici tedbirler almak önemlidir. Her şeyden önce, bakteri bulaşını önlemenin ana aracı olan hijyen ve sık sık el yıkama ile başlanmalıdır. Diğer çözümler şunlar olabilir: sadece gerektiğinde antibiyotik kullanın, bakteri ile potansiyel olarak enfekte olan taşıyıcılar/ hastalar için tarama uygulaması yapın veya gerektiğinde izole edin ve hastane ortamlarında -yatak kenarları kulplar, masalar ve mikser musluklar gibi-.yüksek frekanslı temas yüzeyleri için bakterileri öldürebilen özel malzemelerin kullanımını düzenleyin. Ürün teknik veri sayfaları, çizimleri, kodları ve boyutları ile tabloları web sitemiz elesa-ganter.com.tr'de bulabilirsiniz. Kaynak:Elesa+Ganter Basın Bülteni  

Hava Kaynaklı Partikül Temizliği

Yerinde Uygulanabilir Kompakt Metisafe Çözümleri Ev-Ofis Ortamından Temizodaya Alışveriş merkezi, hastane veya resmi kuruluş binaları olsun, hepsi konfor amaçlı olarak ilgili mevzuatına göre projelendirilmektedir. Geleneksel havalandırma sistemlerinde, ameliyathane gibi özel kritik alanlar dışında yüksek verimlilikte hava filtrasyonu uygulanmamaktadır. Covid-19 pandemisi gibi toplumu tehdit eden bulaşıcı hastalıklar durumunda ortaya çıkan bir gerçek de, binaların mekanik altyapıları ve havalandırma tesisatlarının hava kaynaklı kontaminasyonların engellenmesine uygun olmadığıdır. Geleneksel bina mekanik havalandırma sistemleri merkezi olarak çalıştırıldığından iç ortam mekanlarının bağımsız filtrasyonu ve basınçlandırmasına genellikle uygun değildir. Merkezi sistem üzerinden hava biyogüvenliğini arttırıcı modifikasyon yapmayı deneyen girişimler genellikle beklenen performansı yakalayamamaktadır veya maliyeti yüksek zaman alıcı çözümler ortaya çıkmaktadır. Metisafe, gelişmiş uzmanlık alanı olan hava biyogüvenliği ile beraber cihaz gibi çalışan özgün modüler temizoda konseptini performans odaklı sistem tasarımlarında uygulamaktadır. Yirmi yılın üzerinde tasarım, üretim ve saha deneyimine sahip Metisafe, üretmekte olduğu yüksek performans temizoda ekipmanlarını kit formatına çevirerek, bina altyapısına müdahale etmeden havalandırma sistemine entegre edilebilen, iç mekanlarda hava izolasyonunu sağlayan pratik çözümler sunmaktadır. Bu çözümlerden birisi, Metisafe’in portable hava temizleme ürünleri olan pro serisi AC-1500, AC-1000, AC-300 ve i-biosafe serisi AC-750, AC-500 ve AC-250 model HEPA filtrasyon cihazlarıdır. İhtiyaca göre (pozitif veya negatif) ortam basınçlandırılması hava güvenliğinin sağlanmasında gerekli olan en önemli özelliklerdendir. Metisafe portable hava temizleme cihazlarının pazardaki diğer portable ürünlere göre en belirgin ayırt edici özelliklerinden biri de, iç ortam basınçlandırmalarının da aynı cihaz üzerinden gerçekleştirilebiliyor olmasıdır. Diğer çözüm ise, sabit hava temizleme sistemi diye tanımlanabilen tavan tipi resirkülasyonlu fan-filtre sistemleridir. Bu yöntemde Metisafe, kendine özgün konsept modüler temizoda ürünlerinde uyguladığı metodları kullanmaktadır. Bu sayede, ilave taşıyıcı ve tavan paneller olmadan kurulum yerinden etkinlemeyecek şekilde temel temizoda ekipmanları ile partikül filtrasyon çözümleri standart hale getirmiştir. Sınırlı oda yüksekliğine kadar tavandan tabana doğru hareket eden HEPA filtreli hava akımı en ideal partikül süpürme tekniği olarak kabul edilir. Oda tabanına yakın yerleşimdeki hava emiş kanalları sayesinde zemine doğru yönlenen temiz hava ortamdaki kirli havayı emiş kanallarından sisteme almakta ve tekrar tavandaki HEPA filtreden geçerek oda içinde resirküle edilmektedir (Şekil 1). Bu hava akış tekniği ile uygun sayıda fan filtre ünitesi (FFU) ve emiş kanalı kullanılarak, hatta ölü nokta ve hava vorteksleri yaratmayacak şekilde ileri analiz yapıldığında, yüksek temizoda sınıfında partikül temizleme performansına ulaşılması bile mümkün olmaktadır. Metisafe tavan tibi FFU sistemleri aracılığı ile yapılan oda basınçlandırılmaları çok düşük miktarlardaki hava alışverişi ile mümkün olabilmektedir. Odadaki sızdırmazlık seviyelerine göre gereken taze hava veya egzoz edilecek hava miktarları kolaylıkla ayarlanabilmektedir. Bunlarla beraber, istenirse otomasyon kontrol paneli aracılığı ile otomatik olarak programlanabilmektedir. Dış ortam ile hava alışverişi, bina dışı veya koridorlar üzerinden olabilmekle birlikte merkezi havalandırma sistemlerine bağlantı yapabilme imkanı, Metisafe tavan tipi resirkülasyonlu FFU sistemlerinin her türlü bina mekaniklerine uygulanabilirliğini sağlamaktadır. Yüksek hava resirkülasyonu olması ve şartlandırılmış hava kullanabilme özelliğinden dolayı ortam konforu da sağlanabilmektedir. Metisafe tavan tipi resirkülasyonlu FFU sistemleri minimum 280 cm oda yüksekliklerinde uygulanabilir. HEPA filtre edilmiş hava verim kapasitesine göre sınıflandırılmış 3 model ekipman seti ve 3 farklı basınçlandırma kitinden oluşmaktadır (Şekil 2). Mevcut binalarında rekonstriksiyon karmaşalarına girmeden, geleneksel ve portable sistemlere göre daha verimli çözüm arayanlar için, Metisafe FFU sistemler ekipman sayısı arttırılarak her büyüklükteki mekanda uygulanabilme özelliğine sahiptir (Şekil 3.). Metisafe FFU sistemlerinde, ekipmanların münferit tekli veya çoklu olarak kontrol edilebilme yeteneği ile değişkenlik gösteren ihtiyaçlara göre ayarlanabilir olmaları sayesinde merkezi sistemlere göre önemli bir üstünlük ve kolaylık sağlamaktadır. Şekil 2. Metisafe resirkülasyonlu FFU sistemi ana ekipman içerikleri      

Metisafe Portable Hava Temizleme Cihazları

Diğer birçok hava yolu ile bulaşan infeksiyon etkenlerinde olduğu gibi Covid-19’un da toplumda yayılmasında damlacık ve/veya aerosol bulaşı kritik öneme sahiptir. Sıcaklıkların azalması ile birlikte kapalı ortamlarda havada asılı kalan virüs miktarının artması, hastalanmaya sebep olabilecek yüksek virüs yükünü solunum ile alma olasılığı da artmaktadır. Bu noktada, kapalı ortamlarda viral partikül miktarını etkin olarak düşürmenin önemi daha da artmaktadır. Çok sayıda portable hava temizleme cihazı modeli mevcut iken, pandemi sonrasında yüzlerce model cihaz daha pazara çıkmıştır ve yeni üreticilerle birlikte çıkmaya devam etmektedir. Hava çevirim sayısı ve oda hacmine uygun kapasitede hava temizleme cihaz seçimi en temel kriterdir. Cihazda kullanılan filtre tipleri, hava akışkanlık özellikleri, cihazın tasarımı ve gerçek partikül düşürme etkinliğini zamana bağlı olarak gösteren CADR değeri gibi kriterler uygun cihaz seçimini belirler. Kapalı ortamlarda hava yolu ile infeksiyon bulaşlarının engellenmesinde havadaki aerosol miktarının HEPA filtreli hava resirkülasyonu ile azaltılması korunmada tek kriter değildir. Pandemi gibi durumlarda kontamine olmuş odalardan diğerlerine aerosol kaçışlarının önlenmesine sıklıkla ihtiyaç duyulmaktadır. Veya, şüpheli infeksiyonlu kişilere müdahale edilmesi gereken ortamlarda komşu odalara partikül sızıntısının minimalize edilmesi gerekir. Kontamine kabul edilen bu kapalı ortamlar negatif basınç altında tutularak çevre odalara partikül sızıntıları engellenebilmektedir. Sağlık çalışanlarının kullandığı odalar ise pozitif basınç altında tutularak personelin infektif aeorosollere karşı korunmaları arttırılabilir. Kapalı ortamlarda basınçlandırma yapılabilmesi için dış ortam ile oda içi arasında hava alışverişi olmalıdır. Negatif basınç oluşturmak için oda içinden dışına hava ekzoztlanmalı, pozitif basınç oluşturmak için ise oda dışından taze hava alınmalıdır. Bu hava alışverişlerinde de filtreler aracılığı ile güvenlik sağlanmalıdır. Bu işlem hava temizleme cihazından bağımsız olarak bir fan aracılığı gerçekleştirilebilir. Bu şekilde yapılan bir ventilasyonda, ortamın partikül düşme verimi ve hava akım dinamiklerindeki bozulmalar nedeniyle kontrolsüz olmakta ve bazen tehlikeli durumlar yaratabilmektedir. Ayrıca ikinci bir cihaz gerekliliği yanında ve gürültü seviyesi nispeten yüksek, rahatsız edici bir ortam oluşmaktadır.                                                  Metisafe, Portable HEPA filtrasyon cihazları üzerinden oda basınçlandırma imkânı yaratan hava akım dinamiklerini üretim tasarımlarında 10 yılı aşkın süredir uygulamaktadır. Basit bağlantı aparatları üzerinden pencere veya duvarda açılan ventilasyon kanalı ile hava temizleme cihazı arasında bağlantı oluşturularak ek bir cihaz gerekmeden basınçlandırma yapılmaktadır. Odanın sızıntı durumuna göre veya istenen miktarda hava alışverişi ayarlanarak filtrelenmiş hava resirkülasyonu ve kontrollü oda basınçlandırılması Metisafe cihazlarında otomatik olarak gerçekleştirilmektedir. Metisafe’in AC-1500, AC-750 ve AC-500 modellerinde H13/H14 HEPA filtreler kullanılarak hem resirkülasyon hem de pozitif veya negatif oda basınçlandırması entegre çalışabilmektedir. Kaynak: Basın Bülteni

Mikropor’un “Antimic Kaplı Filtre”leri Salgına Meydan Okuyor!

Mikropor’un Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen ve “Antimic (Antimikrobiyal veya Biosidal Solüsyon)” ile kaplanmış filtreleri, yaşam alanlarındaki iç ortam hava kalitesini muhafaza ederek hem insan sağlığını tehdit eden mikrobiyal oluşumları önlüyor hem de enerji verimliliği sağlıyor. 30 yıla yaklaşan tecrübesiyle ilaç, gıda, HVAC ve enerji gibi endüstrilere temiz hava ve filtrasyon konularında ihtiyaca uygun çözümler sunan Mikropor,  “Antimic Kaplı Filtre”leri ile kapalı ortamlardaki virüsleri tutarak sağlıklı yaşam alanları sunuyor.  Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen ve “Antimic (Antimikrobiyal veya Biosidal Solüsyon)” ile kaplanan filtreler, yaşam alanlarındaki iç ortam hava kalitesini muhafaza ederek hem insan sağlığını tehdit eden mikrobiyal oluşumları önlüyor hem de enerji verimliliği sağlıyor. Yüksek verimli EPA, HEPA ve ULPA filtrelerden mobil hava temizleyicilere kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Mikropor, ürünlerinin verimlilik değerlerini “Eurovent Sertifikası; ISO 16890 ve EN1822 Testleri” ile garanti ediyor. Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) salgını ile kapalı mekanlarda virüs taşıyan parçacıkların enfekte kişiler tarafından yayıldığını belirten Mikropor Satış Müdürü Tunga ELTETİK şunları söyledi :  “Sağlık tesisi, otel, AVM, okul, ofis, temiz oda uygulamaları ve bir çok endüstrinin  iklimlendirme sistemlerinde tercih edilecek "Yüksek Verimli Filtreler " ile etkili bir hava filtrasyonu yapılarak bu risk minimum seviyelere çekiliyor ve ortam partiküllerden arındırılmış hava ile şartlandırılıyor. Özellikle hastanelerdeki iklimlendirme sistemlerine uygulanacak iyi bir filtrasyon sistemi hem hastalar hem de sağlık çalışanları açısından hayati önem taşıyor. 0.2μm’dan büyük partiküllerin %99.99’unu tutabilen “Hepa Filtre”lerden geçirilerek doğru yöntemler ile ortama verilen temiz hava, enfeksiyonun yayılmasını önlüyor. Gıda endüstrisi ve hizmet sektöründe de hijyen şartlarının sağlanması büyük önem taşıyor.  Gerekli iç hava kalitesinin sağlanabilmesi için klima santrallerinin doğru şekilde işletilmesi, filtre değişimlerinin zamanında yapılması, filtre verimliliklerinin EPA veya HEPA sınıfına yükseltilmesi; eğer bu mümkün değilse kapalı ortamlarda, toplantı odalarında, açık ofislerde HEPA filtreli hava temizleyicilerin kullanılması gerekiyor. Yüksek verimli, antimikrobiyal (biosidal) kaplamalı filtrelerimiz sağlığımızı, çevreyi ve prosesi korurken, enerji maliyetlerini de düşürüyor.”  NURUS tarafından geliştirilen 'Covid-19 Test Kabinleri'ne de ürünleriyle destek verdiklerini açıklayan ELTETİK:  “İlk ünite, Sincan Devlet Hastanesi'nde kuruldu ve hizmet vermeye başladı. Pozitif ve negatif basınç alanlarıyla, sağlık personeli ile test yaptıran kişi arasındaki teması engelleyen kabinler, sağlık çalışanlarına virüsün bulaşma riskini ortadan kaldırıyor. Hayata geçirilen her ünite  günde 300 - 500 arasında testin güvenle ve süratle yapılmasına imkân sağlıyor. Geliştirilen 10 kabinden 9'u Ankara'daki hastanelere kurulurken, 1'i Eskişehir'e gönderildi. Bu vesileyle bu değerli projeye katkıda bulunabilmemize olanak sağlayan Nurus’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.” ELTETİK,  Mikropor olarak bundan sonra da odağında insan olan; hayata ve insana değer katan projeler üretmeye devam edeceklerini belirtti.    

Pandemi ile Mücadelede Etkili Çözüm: “Mia Air Hava Temizleyici”

Yaşam alanlarında havada bulunan partikülleri ve mikroorganizmaları yakalamak amacıyla geliştirilen Mia Air, ultra küçük boyuttaki partikülleri  (0,3 mikron) %99,99 oranında yakalayarak sağlıklı bir yaşam için gerekli  iç ortam hava kalitesi sunuyor. Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 virüsünün, iç ortamlarda hava yoluyla yayılmasını engelleyen Mia Air, pandemi ortamında güvenli yaşam alanları sunuyor. COVID-19 pandemi süreci, iç hava kalitesinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Kapalı alanlarda havada asılı kalan virüslerin, bakterilerin ya da mayt gibi tehlikeli mikroorganizmaların solunum yoluyla enfeksiyon riskini artırmaması için iç ortam havasının “Yüksek Verimlilikle Partikül Tutma” özelliğine sahip HEPA (H13/H14) filtrelerden geçirilmesi, insan sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Mikropor’un Hava Filtrasyonu alanındaki 33 yıllık tecrübesinin ve Ar-Ge çalışmalarının bir ürünü olan Mia Air, filtrasyon performansı ile rakiplerinden ayrılıyor. Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen ve Mikropor’un Ar-Ge çalışmalarıyla hava filtrelerindeki performansı artırılan ANTIMIC Solüsyon sayesinde yakalanan mikroorganizmaların filtre ile ilk temas anında DNA/RNA zincirinin bozularak yok edilmesi sağlanıyor. Bu sayede filtre tarafından yakalanmış olan herhangi bir mikroorganizmanın insan sağlığını yeniden tehdit etme olasılığı yüksek oranda elimine ediliyor. Legionella Pneumophila bakterileri ile yapılan verimlilik testine göre ANTIMIC kaplı HEPA filtrelerin, kullanılmaya başlandığı ilk bir saat içerisinde ortamdaki bakteri yoğunluğunu %99,98 oranında azalttığı görülmüştür. Mia Air, içerisinde bulunan özel Partikül ve VOC (Uçucu Organik Bileşik) sensörleri ile iç ortam hava kalitesini sürekli olarak denetliyor ve yaşam alanın büyüklüğüne ve kirleticilerin yoğunluğuna göre değişen bir sıklıkta sürekli olarak havayı temizleyerek, enfeksiyon riskini en aza indiriyor. 610m³/h debide 100 m² taban alanına ve 3 metre tavan yüksekliğine sahip bir odayı saatte ortalama iki kez temizleyebilen Mia Air, yüksek kapasiteli bir “hava temizleyici” olarak pazarda öne çıkıyor. %100 taze havanın sağlanamadığı yaşam alanlarında hava kalitesini artırmak adına oldukça etkili bir teknolojiye sahip olan Mia Air; hastane odaları, yaşlı bakım evleri, kreşler, restoranlar, açık ofisler ve toplantı odaları başta olmak üzere birçok yaşam alanının iç ortam hava kalitesini yükselterek solunum yoluyla enfekte olma riskini minimize ediyor.  Mia Air, ISO ve WHO otoriteleri tarafından deklare edilen hava temizliği kriterlerini sağlamak için programlanmış olan beş farklı ( Ekonomi, Turbo, Sessiz, Otomatik ve Manuel ) çalışma modu, ergonomik tasarımı ve uzaktan kontrolü mümkün kılan mobil uygulaması ile kullanıcı dostu çözümler sunuyor. IOS ve Android cihazlarda kullanılabilen Mia Air mobil uygulaması ile yaşam alanlarının PM1, PM2.5, PM10, VOC, CO2, Sıcaklık ve Nem gibi değerleri anlık olarak kontrol edilebiliyor. Ayrıca filtrelerin kalan ömürleri uygulama üzerinden takip edilebiliyor. Temiz hava ve filtrasyon sistemlerinde sektörün lider markası Mikropor tarafından geliştirilen Mia Air, pandemi sürecinin yoğun yaşandığı ülkelerde büyük ilgi görüyor. İspanya, İngiltere, Almanya, İtalya, Rusya, Bulgaristan, Fas, Mısır, Cezayir, Katar, Uruguay, Malezya, Endonezya ve Pakistan başta olmak üzere dünyanın bir çok ülkesine ihraç edilen Mia Air, uluslararası standartlardaki ürün kalitesiyle pandemiyle küresel mücadelede ön saflarda yer alıyor.

MATACHANA’dan COVID-19 Pandemisi ile Mücadele için Yeni Dekontaminasyon ve Sterilizasyon Ünitesi

ACENDIS’in Sterilizasyon alanındaki çözüm ortağı MATACHANA firması tarafından yoğun bakım ünitesine en yakın şekilde kurulan Dekontaminasyon ve Sterilizasyon Ünitesi kullanıcılarına maksimum hijyen sunmakta. COVID-19 pandemisi esnasında elde edinilen deneyimlerden yola çıkarak MATACHANA , COVID-19 hastalarının tedavi gördükleri Pandemi Hastaneleri veya Yoğun Bakım Ünitelerinde kullanılan tıbbi malzemelerin yeniden işlenmesi ve sterilizasyonu için bir çözüm geliştirdi. Otomatik Yıkama ve Termodisenfeksiyon Bölgesi ve Malzemenin Kurutulması Bu bölge kullanılan malzemenin yeniden işlenmesi için gerekli olan verimliliğin sağlanmasına yönelik olarak iki farklı biyolojik muhafaza alanlarını birbirinden ayırmak için fiziksel bir bariyer görevi gören bir dizi yıkayıcı termodisinfektör içerir. Malzeme Hazırlama, Kontrol ve Paketleme Bölgesi Malzemenin sterilizasyonundan önce kontrolü, sınıflandırılması ve paketlenmesi ile ilgili tüm faaliyetler bu bölgede gerçekleştirilir. Acil Durum Alanı Acil durum alanı olarak da kullanılabilecek bu alan sterilizasyondan önce temiz tekstil malzemesinin depolanması için kullanılacak çok amaçlı bir alandır. Bu alanda maskelerin ve N95 solunum maskeleri gibi malzemelerin azalması ve acil durumlar halinde bu malzemeleri kullanan sağlık çalışanları veya hastaların güvenliğini garanti altına almak için bu malzemeler bu bölgede işleme tabi tutulup yeniden kullanılabilir hale getirilebilir. Buhar ve Düşük Sıcaklık Sterilizasyon Bölgesi Bu bölgeye bir adet buhar sterilizatörü (EN 285: 2009 standardına göre) ve bir adet düşük sıcaklıklı sterilizatör (Hidrojen Peroksit sterilizatör – HPO2) dahil edilerek ünitenin verimliliği maksimize edilebilir. Steril Depolama Alanı Bu bölge steril malzeme için depolama alanı görevi görecektir. Yardımcı Alanlar Bu projeyi tamamlamak için aşağıdaki alanlar da dahil edilmiştir: Teknik Alan: Buhar sterilizatörlerini ve otomatik yıkayıcıları desteklemek için su arıtma sistemini içerir. Malzeme Depolanması: Kullanılan KKD ve sarf malzemeleri stoku için bu alan kullanılabilir. Firma yetkilileri, “ACENDIS olarak COVID-19 Pandemisinin bulaşıcılığının hastanelerde en aza indirilmesi için MATACHANA tarafından geliştirilen yeni Dekontaminasyon ve Sterilizasyon Ünitesi’ni sizlere sunmaktan mutluluk duyarız” dediler.

E-bülten için aşağıdaki bilgileri doldurmanız yeterli.

Giriş Yap

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Kayıt Ol

Şifremi Unuttum