28.03.2023
Nature Medicine dergisinin 16 Ocak 2023 tarihli sayısında, kapak konusunda da yer alan "Moleküler rezidüel hastalık ve kolorektal kanserli hastalarda adjuvan kemoterapinin etkinliği" başlıklı çalışma yayımlandı. Çalışmanın yürütücüsü olan Japonya, Kashiwa, Chiba, Japonya Ulusal Kanser Merkezi Hastanesi hekimlerinden Dr. Takayuki Yoshino, Natera tarafından geliştirilen kişiselleştirilmiş kan testine ilişkin güncel bilgiyi paylaştı. Buna göre, kişiselleştirilmiş kan testi, ameliyat geçirmiş kolorektal kanserli (KRK) hangi hastaların, hayatta kalma sonuçlarından ödün vermeden ameliyat sonrası adjuvan kemoterapi tedavisinden (ACT) fayda göreceğini tahmin edebilecek.
1000 KRK HASTASI KATILDI
Çalışma, kanser teşhisi konan hastalarda tedaviyi izlemek ve moleküler rezidüel hastalığı (MRD) değerlendirmek için özel olarak tasarlanmış dolaşımdaki tümör DNA'sı (ctDNA) takip testi kullanılarak 1000'den fazla KRK hastası üzerinde gerçekleştirildi. Signatera MRD adlı kişiselleştirilmiş kan testi, onkoloji için hücresiz DNA testine odaklanan bir şirket olan Natera tarafından geliştirildi.
Çoğu yüksek riskli KRK hastasında, kalan kanser hücrelerini temizlemek ve nüksetme riskini azaltmak için ameliyattan sonra otomatik olarak kemoterapi önerilir. Bununla birlikte, daha önceki araştırmalar KRK hastalarının yalnızca yüzde 30'unun ameliyat sonrası kemoterapiden fayda gördüğünü, yüzde 50'sinin ameliyatla halihazırda iyileştiğini ve yüzde 20'sindeyse ek kemoterapiye rağmen hastalığın nüksettiğini göstermiştir.
SAĞLIK SİSTEMİNİN YÜKÜ AZALACAK
Yeni test, KRK için bakım kılavuzlarına dahil edilirse, sağlık sistemi üzerinde olan yükü azaltırken hastaları ek kemoterapinin gereksiz ağrılarından potansiyel olarak kurtarabilir. Dr. Takayuki Yoshino, "Şimdiye kadar, onkologların hangi kolorektal kanser hastalarının adjuvan sistemik tedaviden fayda görebileceğini belirlemek için yeterli araçlara sahip olmadığını” ifade etti ve yeni test için şu yorumu yaptı: "Bu çalışma , Signatera MRD-pozitif hastaların adjuvan tedavisinde önemli ölçüde fayda sağlayacak. MRD-negatif hastaların ise klinik veya patolojik aşamadan bağımsız olarak güvenle gözlemlenebileceğine dair güçlü kanıtlar sunuyor."
Söz konusu ctDNA bulguları, halı hazırda devam eden CIRCULATE-Japonya çalışmasının (UMIN000039205) gözlemsel GALAXY kolundan alındı. Çalışma boyunca, ameliyat edilebilir, evre II-IV KRK'si olan bin 39 hastada ameliyat öncesi ve sonrası ctDNA analiz edildi. Bu hasta grubunda, yaklaşık dört haftada ctDNA varlığının daha yüksek nüks riskiyle bağlantılı olduğunu ve evre II veya III KRK'li hastalarda nüks riskiyle ilişkili en önemli prognostik faktörü oluşturduğu saptandı.
Esasen çalışma, ameliyattan dört hafta sonra MRD pozitif olan hastaların (%18) ACT'den önemli ölçüde fayda sağladığını, MRD negatif olan hastaların ise (%82) tedaviden önemli bir fayda görmediğini göstermekte.
KRK KILAVUZLARINA GİREBİLİR
Araştırmacılar, "Ameliyat sonrası ctDNA pozitifliğinin, ACT'den fayda sağlayan evre II/III hastaları belirlediğini" vurguladı. Çalışma, rezeke edilebilir KRK'de ctDNA'nın en büyük ve en kapsamlı prospektif analizlerinden birini temsil etmekte ve ctDNA testinin, nüks riski yüksek olan ve ACT'den fayda görme olasılığı yüksek olan hastaları belirlemek için kullanılmasını desteklemekte.
Natera onkoloji baş tıbbi sorumlusu Dr. Minetta Liu, CIRCULATE konsorsiyumu ile ortak olmaktan gurur duyduklarını ve Signatera'yı ABD, Japonya ve dünya çapında tüm kolorektal kanser hastalarına erişilebilir kılmak için sabırsızlandıklarını ifade etti.
Ulusal Kanser Bakım Network’ünün (NCCN) bu bulguları 2023'te KRK kılavuzlarına dahil etmesi bekleniyor. Bu adım, hastalar için sonuçları iyileştirme potansiyeliyle hassas tıbbın klinik bakıma dönüştürülmesini temsil etmekte. Bulgular ayrıca, özellikle kanser taraması anlamında, dolaşımdaki DNA'ya odaklanan fragmentomik alanına da katkıda bulunuyor.
Ivanov ve arkadaşalrı terimi ilk olarak cirDNA parça boyutu profillerinin çalışmasına atıfta bulunmak için kullandı. Fragmentomik terimi ilk olarak Zamyatnin tarafından bir dizi moleküler fragmanın yapı ve fonksiyonlarının incelenmesine atıfta bulunarak önerildi; tüm biyomolekül parçalarına "fragmentom" adı verildi.
KAYNAKÇA:
M. Ivanov, A. Baranova, T. Butler, P. Spellman, V. Mileyko
Non-random fragmentation patterns in circulating cell-free DNA reflect epigenetic regulation, BMC Genom., 16 (2015), p. S1.
A.A. Zamyatnin
Fragmentomics of natural peptide structures Biochemistry., 74 (2009), pp. 1575-1585.
Yazar Linki: https://www.nature.com/articles/s41591-022-02115-4