01.11.2019
TÜSEB Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Türkez, "Türkiye Genom Projesi" kapsamında elde edilecek devasa bilgilerin yine Türkiye'nin ilk ulusal veri merkezine geleceğini belirterek "Veri merkezimizin ilk bölümü ocak ayından itibaren kullanıma açacağız" dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığının ev sahipliğinde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) bilimsel desteğiyle gerçekleştirilen 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan TÜSEB Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Türkez, Türkiye'nin ilaç, tıbbi cihaz, aşı konusunda kendisini geliştirmek zorunda olduğunu belirtti.
Türkez, Türkiye'de yerlileşme ve millileşmeyi sağlayabilecek sağlık Ar-Ge vizyonunu oluşturduklarını dile getirerek, buna ilişkin bilgi verdi.
Prof. Dr. Türkez, "Sağlık Ar-Ge vizyonunun ana omurgasını bireysel tıp projeleri, bireysel ve dönüşümsel tıp uygulamaları oluşturuyor. Çünkü biz şu anda özellikle kullanmış olduğumuz pek çok sağlık teknolojisi ürünü Batı toplumlarının genetik yapılarına göre koordine edilmiş." dedi. Türkez, şunları kaydetti:
"Şu anda Anadolu gibi yerleşik bir medeniyetin genetik profili, haritalaması net olarak yapılmış değil. Biz bu projeyle ilk kez Anadolumuzun genetik haritalamasını yaparak, buradan yola çıkarak özellikle Türkiye'de görülen hastalıklarda bize özgü kullanılabilecek ilaç, tanı kiti ve bilhassa yine terapötik aşı geliştirme süreçlerinde kullanılabilecek kritik bilgiyi bireysel ve dönüşümsel tıp başlığı altında elde edeceğiz. Sonra burada elde edeceğimiz bilgileri analiz edecek ulusal ekiplerde eksikliğimizi gördüğümüz için ikinci projemiz stratejik Ar-Ge destek projeleriydi. Bu projeler kapsamında da özellikle sistem ve yapısal biyolojisi alanlarında uzman yetiştirmek adına proje çağrısına çıktık. Çünkü kapsamı genişletilen ve 5 ulusal proje niteliğindeki tek bir projeye Türkiye Genom Projesi diyoruz ki dev bir proje. Şu anda 27 farklı üniversite ve devlet kuruluşu yer alıyor projede. Bölgelere dağılımı hemen hemen homojen. Büyük bir ağırlığı da yüzde 96'sı devlet ve vakıf üniversitelerinden oluşuyor."
"Analizleri yapacak ekipleri de TÜSEB yetiştirecek"
Proje kapsamında elde edilecek büyük datanın analizini yapacak ekipleri de TÜSEB'in yetiştirdiğini, bununla ilgili de çağrılarının olduğunu dile getiren Türkez, üçüncü etapta da elde edilecek dokuların saklanacağı ilk ulusal biyobankayı Ankara'da kuracaklarını anlattı.
Prof. Dr. Türkez, "Türkiye Genom Projesi kapsamında elde edilecek bilgilerin analiz edileceği merkezleri omik merkezi olarak oluşturduk, ekipleri de buraya kanalize edeceğiz. Analizlerden elde edilecek devasa bilgiler yine Türkiye'nin ilk ulusal veri merkezine gelecek. 30 bin genom büyüklüğündeki veri merkezimizin ilk bölümü ocak ayından itibaren kullanıma açacağız. Dünyada Türkiye Genom Projesi kapsamındaki bir proje henüz yapılmamıştır. Bu kapsamda ve bu büyüklükte bir proje söz konusu değildir. Bizim projemizin standartları dünya standartlarından asla geri değildir. Dünya standartlarının en uç noktasında geldiği teknikleri biz kullanıyoruz. Bu proje tamamıyla ulusal stratejiye bağlıdır, herhangi bir firma, herhangi bir aracı söz konusu olmayıp tamamiyle kendi insan gücümüz ve kaynağımızla yürütülecek olan yerli ve milli bir projedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye bu konuda iyi bir ekosistemde"
Hasan Türkez, "Biz 3 yıl içinde bu verilerden ürünleri masaya koyabileceğiz. Biz Cumhuriyetimizin 100. yılında genom projesinde 12 bin 500 hedefini rahatlıkla bitireceğiz, bunu da 2 katına çıkarmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de aşıda, ilaçta ve tıbbi cihazda uygulamalı iş birliği çağrısına çıktıklarını dile getiren Türkez, ürünlere devlet desteği ve fonu sağlayarak ürünleri bir an önce sağlık sistemine entegre etmeyi planladıklarını kaydetti.
"Türkiye bu konuda iyi bir ekosistemde. Çünkü Cumhurbaşkanlığımız 11. Kalkınma Planı'nda bu konuyu net tanımladı." diyen Türkez, sağlıkta yerlileşme vizyonununun devlet politikası haline geldiğini vurguladı.
Türkez, "Bakanlığımız bunu vizyon edindi, TÜSEB'in ekibi de bunu yapacak güçte. Biz ekibimize ve kurumumuza inanıyoruz. Ülkemiz de inansın. 2023'te, bunlar zor ve aşılmaz konular değil. Bizim de yerli tanı kitimiz olacak, yerli cihazlarımız olacak. En kısa zamanda gerek teknoloji transferi gerekse Ar-Ge yoluyla milli ve yerli aşılarımızı da en kısa zamanda kimisi 3, kimisi 4 yıl sonra. Bunların takvimlerini çalışıyoruz. 2023 yılında mutlaka yerli aşılarımızı kullanabilir halde olacağız. Bunun sözünü verebiliriz."
Kaynak : AA